5 Ocak 2012 Perşembe

“Angelology”

“Boru çalarak O’na övgüler sunun!
Çenkle ve lirle O’na övgüler sunun!
Tef ve dansla O’na övgüler sunun!
Saz ve neyle O’na övgüler sunun!
Zillerle O’na övgüler sunun!
Çınlayan zillerle O’na övgüler sunun!” - 150. Meznur.
“Angelology”, İtalyan asıllı Amerikalı yazar Danielle Trussoni’nin ikinci romanı. İlk romanı “Falling Through the Earth: A Memoir” New York Times tarafından ‘2006’nın en iyi 10 romanından biri’ seçilen Trussoni, kariyerinin başında yakaladığı başarının da etkisiyle ikinci kitabında ortaya daha şevkli bir iş çıkarmış. Daha basılmadan yedi yayınevinin haklarını satın almak istediği roman, Viking Press tarafından Mart 2010’da piyasaya sürüldü. 30 dile çevrilen ve çok iyi eleştiriler alan kitabın Türkiye’de yayınlanması ise ancak 2010’un son aylarında mümkün oldu.

Türkçe’ye “Asi Melekler” olarak çevrilen “Angelology”, isminden de anlaşılacağı üzere Melekbilim denen bir bilim dalını konu ediniyor: Yirmi üç yaşındaki çalışkan rahibe Evangeline, on iki yaşından beri New York yakınlarındaki Azize Rose Manastırı’nda yaşamaktadır. Dünyanın en geniş kapsamlı melek resimlerine sahip olan manastırın kütüphane ve dış yazışmalar bölümünün sorumlusu Evangeline’e, bir gün Verlaine adında bir adamdan bir mektup gelir. Sanat öğrencisi olan Verlaine, Amerika’nın en ünlü ve zengin ailelerinden birinin, Rockefeller ailesinin sanatla olan ilişkisini ve etkinliklerini araştırmaktadır ve manastırın arşivinde bulabileceği bazı bulgulardan yararlanmak istemektedir. İlk bakışta hasta gibi görünen Percival Grigori adında bir adam için çalışan Verlaine’in mektubu üzerine manastırda araştırma yapmaya başlayan Evangeline, hem kendi geçmişiyle hem manastırın geçmişiyle ilgili fazlasıyla önemli bulgulara ulaşır ve insanlarla Nefiller (Düşmüş Melekler) arasında tekrar başlayacak olan savaşın da fitilini ateşler…
Aslında bitirdikten sonra anlıyoruz ki; “Angelology” bir serinin ilk kitabı. Bu yüzden sonu okuyucuya biraz havada kalmış hissi veriyor. Ayrıca kitap seride ilk kitap olduğundan giriş kısmı biraz fazla ağır gidiyor. Zaten hikaye birkaç ana karakterin bakış açısından anlatıldığı için oradan oraya giden okuyucunun ilk çeyrekte sıkılma olasılığı yüksek, onu kabul etmek gerek. Fakat 1930’lu yıllardaki olaylar anlatılmaya başladığı vakit insanı sarmaya başlayan olay örgüsü, özellikle son 150 sayfada her şey gittikçe karmaşık ve heyecanlı bir hal aldığından dolayı etkileyici hale gelmeyi başarıyor. Ayrıca yazarın hikayeye yedirdiği İncil, Yunan mitolojisi, Ortaçağ’da yaşanan olaylar, müzikoloji, İkinci Dünya Savaşı ve Nazizm gibi olgular ile edindiği süssüz ama güçlü anlatım, kitabın zevkle okunması için yeterli oluyor.
Sıla Okur’un yaptığı Türkçe çevirisi de epey başarılı olan “Angelology”, din ve mitolojiye ilgi duyanların okuması gereken ilginç bir kitap. Yönetmen Marc Forster tarafından sinemaya da uyarlanacak olan hikayenin film haklarını, kitabın basımından önce olduğu gibi savaşa giren iki şirket, Universal Pictures ve Columbia Pictures satın almak istedi ve galip Columbia Pictures oldu. Will Smith’in de yapımcıları arasında olduğu filmin uyarlanması için “Harry Potter and the Order of the Phoenix”in senaristi Michael Goldenberg çalışmalarını sürdüredursun, yazar Danielle Trussoni de serinin ikinci kitabı “Angelopolis” üzerinde çalışıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder