J’Ai Tue Ma Mere (I Killed My Mother)

Genç Xavier Dolan’ın yönetmenliğini, senaristliğini ve de başrolünü üstlendiği ilk filmi, Cannes da dahil olmak üzre birçok festivalden ödülle dönmeyi başarmıştı. Hepimizin bir dönem hissettiği duyguları, aklımızın bir köşesinden geçirdiği düşünceleri daha yoğun yaşayan bir gencin annesiyle ilişkisini sıradışı bir yolla anlatan filmi müzik ve görüntü yönetiminin etkin kullanılması sebebiyle ben de beğendim.

2012’nin Merakla Beklenen Filmleri

2011 sona ererken, 2012’de gösterime girecek filmler ile ilgili bazı afişler/fotoğraflar görmeye, fragmanlar izlemeye başladık. Bu yıl beğenimize sunulacak ve daha gösterimine aylar olmasına karşın şimdiden meraklandıran hatta gün saydırmaya başlayan filmler mevcut. Biz de Şule ile liste yapmaya pek hevesli sinemaseverler olarak 2012’nin merakla beklenen 15 filmini kısaca belirtelim istedik:

“Spartacus: Vengeance”

Uzunca bir sürenin ardından sonunda “Spartacus”ün ikinci sezonu “Spartacus: Vengeance” başladı. İlk bölümün internette malum ortamlara düşmesiyle birlikte bölümü birkaç gün erken izleyebilme şerefine de nail olduk. “Fugitivus” isimli bölüm, dizinin ilk iki sezonundan sonra beklediğimiz üzere kanlı ve aksiyon dolu.

Oscar Adayları Açıklandı!

26 Şubat 2012 Pazar gecesi sahiplerini bulacak olan Akademi Ödülleri’nin aday listesi bugün açıklandı. Martin Scorsese’nin çok iyi eleştiriler alan filmi “Hugo”nun 11 adaylıkla başı çektiği listede, “Hugo”yu 10 adaylıkla bu senenin favorisi “The Artist” takip ediyor.
Pek beğenilen “Bir Zamanlar Anadolu’da”nın ve ne yazık ki aday gösterilmemesi bizi üzse de, gördüğümüz bazı adaylıklara sevinmedik değil (Mesela Gary Oldman’ın “En İyi Erkek Oyuncu” dalında -sonunda- ödüle yakın olması). Adına kampanya başlatılan ve fakat bize göre “En İyi Film” listesinde kendine yer bulamayacak kadar kötü olan (Yine de kötü değildi tabii) “Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2”nun da yalnızca teknik dallarda aday gösterilmesi pek şaşırtıcı olmadı. Şaşırtıcı olansa “We Need to Talk About Kevin” ve “Shame” gibi aday olması beklenen filmlerin tamamen görmezden gelinmesi ve “The Girl with the Dragon Tattoo”nun pek umursanmaması. Ayrıca -aslında genel olarak beğeni toplasa da- “Midnight in Paris”in kendine bu kadar yer bulması. Takipçileri “The Adventures of Tintin”in “En İyi Animasyon” dalında aday olmamasına da epey tepkili.

İşte tam liste:

Efsane Replikler – 8 “Wake up, Neo…”

“The Matrix” hakkında uzun uzadıya eleştiri yazıları döşemeye ya da filmi tanıtmaya aslında gerek yok. Zaten filmi değerlendirmeye, yapılan göndermeleri ya da referansları anlatmaya kalksak sayfalar süren bir yazı yazılması gerekirdi muhtemelen.

1999’da gösterime giren ve kısa sürede tam anlamıyla fenomene dönüşen “The Matrix”, Neo kod adını kullanan bilgisayar korsanı Thomas Anderson’ın (Keanu Reeves) Morpheus (Laurence Fishburne) tarafından ‘uyandırılması’ ve yaşadığı dünyanın aslında gerçek dünya olmadığını fark etmesi ile başlayan bir bilim-kurgu klasiğiydi.

Efsane Replikler – 7 “Seven Days…”

Gore Verbinski’nin yönettiği “Halka (The Ring)”, Hollywood’un Uzak Doğu filmlerini yeniden çevrimlerle seyirciye sunma modasının ilk ürünlerindendi. Başarılı bir yeniden çevrim olduğu için kendisinden sonra gelen birçok yeniden çevrimin de sebebi ve selefi olan “The Ring”, Japon yönetmen Hideo Nakata’nın 1998 tarihli “Ringu”sundan uyarlanmıştı.

“Take Me Home”

Pek sevdiğimiz grup Agua de Annique’in vokali Anneke van Giersbergen’in yeni albümü “Everything Is Changing” dün satışa sunuldu. Giersbergen’in Agua de Annique ile üçüncü kez iş birliği içinde olduğu ve on iki şarkının bulunduğu albümden ilk eleştiriler de gelmeye başladı. Biz tamamını henüz dinlemedik, ama albümün “In Your Room” kadar iyi olduğunu umuyoruz.

Efsane Replikler – 6 “Good morning, and in case I don't see ya, good afternoon, good evening, and good night!”

Şahane yönetmen Peter Weir’in seyirciye hayat, işi sinema olanlara da yönetmenlik dersi verdiği film “The Truman Show”un unutulmaz repliğidir. Aslında düşünmeye başladığınız anda filmden birkaç efsane replik gelir aklınıza, ama bu repliğin vuruculuğu ve filmi izlerken bıraktığı etki başkadır.

Efsane Replikler – 5 “28 days... 6 hours... 42 minutes... 12 seconds. That... is when the world... will end”.

Yönetmen Richard Kelly’nin henüz 25 yaşındayken çektiği muhteşem ve kült film “Donnie Darko”nun sloganı ve aynı zamanda filmde Donnie’nin hayali arkadaşı, tavşan kostümlü Frank’in ağzından duyduğumuz repliktir.

“Long Time Dead”

“A-L-L D-I-E!”

İngiliz yönetmen Marcus Adams’ın ilk yönetmenlik denemesi “Long Time Dead”, İngiltere-Amerika ortak yapımı bir korku/gerilim filmi. 2002 yapımı film, daha çok video klipler çeken yönetmenin genç oyuncularla çalıştığı klasik bir ‘teen-slasher’. Yer yer ciddi manada korkutsa da türün klişelerini kullanmaktan kaçınmadığı için vasat üstü bir yapım olarak anılan film, İslami motifleri de (Cinler) kullandığı için her şeye rağmen bazı anlarıyla akılda kalmayı beceriyor.

Efsane Replikler – 4 “I see dead people!”

Hint asıllı yönetmen M. Night Shyamalan’ın seyirciye muhtemelen kastı var. Çünkü büyük bütçeli ilk filminde bu denli etkileyici bir yönetmenlik ortaya koyan bir yönetmenin yönetmenlik kariyerinin ileriki yıllarında çok daha kötü filmler (“The Happening”, “The Last Airbender”) çekmesi başka şekilde açıklanamaz diye düşünüyoruz.

“After Midnight”

Blink-182 “Neighborhoods” albümünden “After Midnight” şarkısına çektikleri klibi yayınladı.

Şarkı albüm içindeki favorilerimizden olsa da klibi pek beğenemedik. Aşağıda da dediğimiz gibi “Aptal aşık klibi” olmuş resmen. Grubun bas/vokali Mark Hoppus MTV'de verdiği bir röportajda klibin şarkının yarattığı düşüncelerin aksine biraz daha karanlık, bulanık bir klip olmasını istediklerini belirtse de, biz beraber eğlenen, akabinde gece yarısı eve dönen tipler hayal etmiştik – yani klip eski samimi Blink-182 kliplerini anımsatacaktı. Böylesine bik bik değildi yani şarkının yarattığı izlenim. Son sahnede klipte yer alan oyuncuların ikisinin de yüzüne yerleşen orgazmik gülümseme ise yorumsuz kalsın. Klip dahilindeki grup performansınınsa tersine iyi olduğunu düşünüyoruz efendim.

“Angelology”

“Boru çalarak O’na övgüler sunun!

Çenkle ve lirle O’na övgüler sunun!

Tef ve dansla O’na övgüler sunun!

Saz ve neyle O’na övgüler sunun!

Zillerle O’na övgüler sunun!

Çınlayan zillerle O’na övgüler sunun!” - 150. Meznur.

“Angelology”, İtalyan asıllı Amerikalı yazar Danielle Trussoni’nin ikinci romanı. İlk romanı “Falling Through the Earth: A Memoir” New York Times tarafından ‘2006’nın en iyi 10 romanından biri’ seçilen Trussoni, kariyerinin başında yakaladığı başarının da etkisiyle ikinci kitabında ortaya daha şevkli bir iş çıkarmış. Daha basılmadan yedi yayınevinin haklarını satın almak istediği roman, Viking Press tarafından Mart 2010’da piyasaya sürüldü. 30 dile çevrilen ve çok iyi eleştiriler alan kitabın Türkiye’de yayınlanması ise ancak 2010’un son aylarında mümkün oldu.