31 Mart 2012 Cumartesi

“Immortals”

Tarsem Singh ismini herhangi bir projede görünce heyecanlanmamak imkansız. Kendisi ta 2000 yılında “The Cell” isimli filmiyle dikkatimizi çekmiş (O zamanlar ziyadesiyle genç olsak da filmdeki görüntü ve sanat yönetiminin cezbedici olduğunu fark etmek zor değildi), “The Cell”den altı yıl sonra da “The Fall” ile iyiden iyiye hayranlığımızı kazanmıştı. Yalnızca ‘Tarsem’ ismini kullanan yönetmenin rejisörlük olarak harika bir performans sergilediği “The Fall”, “Pushing Daisies”den tanıdığımız Lee Pace ile Romanyalı küçük aktris Catinca Untaru’nun aralarındaki kimya ile şahlanıyordu. Muazzam bir işçiliğe ve tasarıma sahip “The Fall”dan altı yıl sonra, Tarsem Singh bu kez “Immortals” adındaki aksiyon filmiyle geri döndü. Fragmanı malum sitelerde yayınlandığında seyirciler arasında oluşan önyargı genel olarak olumsuz yönde değildi. Velakin izledikten sonra insan aynı şeyi düşünemiyor; “Immortals”, son derece kötü bir aksiyon filmi. Ayrıca ortada o kadar kötü bir senaryo var ki, Tarsem Singh’in işçiliği bile filmi kurtaramamış.

“Immortals”da Theseus (Henry Cavill) isimli bir ölümlünün hikayesini izliyoruz: Antik Yunan zamanında, Tanrılar Titanlar’a karşı savaşmış ve onları yenmiştir. Bir süre sonra, Tanrılar’a olan inancını yitirmiş güçlü kral Hyperion (Mickey Rourke) Yunanistan’ı tehdit etmeye ve ele geçirmeye başlar. Vahşi bir orduya kumandanlık eden Hyperion, aynı zamanda Ares’e (Daniel Sharman) ait Epirus Yayı’nı aramaktadır. Fakat eski bir kural Tanrılar’ın savaşa karışmaması gerektiğini belirttiği için Zeus (Luke Evans), Theseus adında bir köylüyü Hyperion’a karşı savaşması için gizlice seçer. Annesi gözlerinin önünde Hyperion tarafından öldürülen Theseus, Hyperion’a karşı halkının son umudu olacaktır…



“Immortals” ile ilgili söylenecek pek fazla şey yok aslında. Kendisi mitolojiyi baz alarak çekilmiş onlarca vasat aksiyon filminden yalnızca biri. Az önce de söylediğimiz gibi mitolojik öğeler taşıyan bir senaryoya sahip olması, fragmanı ve Tarsem Singh ismi izlemeden önce beklentiyi ister istemez artırmış olsa da nereden tutsanız elinizde kalan bir yapım bu film. Sinemada görsellik konusundaki yeteneğine itimadımız sonsuz olan Singh bu filminde de görsel bakımdan karşımıza birçok etkileyici kare çıkarıyor, hakkını yemeyelim. Film sanat yönetimi ve efektler konusunda da çok kötü değil. Yani “Immortals”ın teknik anlamda pek bir sıkıntısı yok; efektlerin ve aksiyon sahnelerinin üzerinde belli ki uzun uzadıya düşünülmüş. Mesela filmin ikinci yarısının sonlarındaki savaş sahnesinin koreografisi epey etkileyici. Fakat yazılan senaryo ve dolayısıyla etkilediği kurgu o kadar kötü ve garip bir biçimde ilerliyor ki, bir süre sonra sahneler ve karakterler arasındaki bağlar dahi kafanızı karıştırıyor. Ayrıca senaryo kendi içinde birçok tutarsızlık ve mantık hatası barındırıyor (Mesela, çok da ayrıntıya girmeden söyleyelim; Zeus'un oğlu Ares'i gidip gözünü kırpmadan öldürmesi).


Oyunculuklara gelince… Gelecek yıl Zack Snyder’ın merakla beklediğimiz “Man of Steel”ında Superman/Clark Kent rolünde izleyeceğimiz Henry Cavill, aksiyon filmlerine yakıştığını fark etmemizi bu filmle sağlıyor. Kendisi şu an bir aksiyon yıldızı adayı ve bu filmde görüyoruz ki bu tür bir yapımı taşıyabilecek biri olduğunu bizlere pekala gösteriyor. Kötü adam ve anti-kahraman rollerine pek yakışan Mickey Rourke da kendisine biçilen karakterin ruhsuzluğuna ve tekdüzeliğine karşın elinden geleni yapıyor. Böyle bir filmde aşk faktörünün de illa olması gerektiğini bildiğimizden (Ve bir adamla ilişkiye girerse geleceği görme yetisini kaybedecek kahin hikayesi kim bilir kaçıncı kez işlendiğinden), alışkın olduğumuz üzere Theseus’un aşık olduğu bir karakter de söz konusu. Kahin rolünü ise şişirilmiş “Slumdog Millionaire” ile tanınan Freida Pinto üstleniyor, ancak kendisinin iyi bir rol çıkardığı söylenemez ne yazık ki.


Çok uzatmaya gerek yok; “Immortals”, Tarsem Singh faktörüne rağmen maalesef harcanmış, karakter derinliğinden yoksun bir film. Bu tür yapımları sevseniz dahi bu film yerine başka bir filme (Mesela – yine çok da iyi bir film olmasa da – “Clash of the Titans”e ya da filmin afişinde de yazan Zack Snyder filmi “300e) öncelik vermek daha makul bir tercih olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder