Filmin hikayesi şu şekilde; Dracula sevgili eşi Martha'yı kaybetmiştir ve o öldükten sonra kızının üzerine titrer ve onu insanlardan korumayı adeta bir takıntı haline getirir: İnsanlar canavarları sevmezler ve tehlikelidirler. Bu düşünceyi eş-dost canavarlara da empoze eden Dracula, onlar için güven içinde eğlenebilecekleri bir otel inşa eder: Hotel Transylvania. Fakat günün birinde bu bulunması zor otele genç bir gezginin yolu düşer, canavarların ve özellikle Drakula'nın genç kızı Mavis'in buna tepkisi ne olacaktır? Tabii ki kız ve oğlan birbirlerine aşık olurlar ve baba onları ayırmaya kalkışır, genç gezginimiz aslında insanların eğlenceli tipler olduklarına ve onlardan korkmadıklarına Dracula'yı inandırdıktan sonra mutlu sona ulaşacaklardır.
Konsept sanatını beğendiğim animasyon, hedef kitlesini çocuklar olarak seçmiş; espriler de daha çok çocuklara hitap edecek basitlikte yazılmış, yazının başında bahsettiğim Cartoon Network çizgidizilerinde daha dahiyane espriler olduğunu söyleyebilirim. Normalde, animasyonlara yapılan Türkçe dublajları takdir etmeme rağmen bu filmde tam tersi, dublaj beni irite etti diyebilirim. Kayseri şivesinden tutun da Laz şivesine kadar ülkemizin her çeşit zenginliğinden faydalanmışlar, çocuklar için bilemeyeceğim ama, ben sevmedim. Orijinal kadroda Adam Sandler ve Selena Gomez'in başrolleri seslendirdiğini de ekleyeyim. Filmdeki şarkıların çoğu Adam Sandler ve ekibi tarafından yazılmış, filmin sonunda çalan Problem ise Becky Gomes ve Will.I.Am tarafından yazılıp seslendirilmiş.
Yani, ben animasyona bayılırım diyen ve 18 üzeri olanlar öyle pek heveslenmesinler, karşınızda bir Pixar ya da Disney animasyonu yok; Sony Pictures'ın bu işte becerikli olduğunu söyleyemeyeceğim. Buyrun bu da fragmanı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder