26 Eylül 2012 Çarşamba

“The Zombie Survival Guide”



Amerikalı yazar-yönetmen Mel Brooks’un oğlu Max Brooks’un 2003 yılında kaleme aldığı “The Zombie Survival Guide”, babasının yeteneğinin oğlunda da olduğunu kanıtlayan, son derece komik bir kitap. “Olası bir zombi saldırısında/baskınında hayatta kalmak için neler yapmak/yapmamak gerekir?” sorusunun peşinden giden roman, yazarın hoş ve eğlenceli üslubu sayesinde zevkle ve kolaylıkla okunuyor.

Kitapta 6 ana gruba ayrılan ve detaylarla işlenen şeyler, kitabın arka kapağında on madde halinde okuyucuya sunulmuş. Maddeler şöyle:

1-) “Organize before they rise!”
2-) “They feel no fear, why should you?”
3-) “Use your head: cut off theirs.”
4-) “Blades don’t need reloading.”
5-) “Ideal protection = tight clothes, short hair.”
6-) “Get up the staircase, then destroy it.”  
7-) “Get out of the car, get onto the bike.”
8-) “Keep moving, keep low, keep quiet, keep alert!”
9-) “No place is safe, only safer.”
10-) “The zombie may be gone, but the threat lives on.”

Brooks’un kitapta da nedenleri ve örnekleriyle desteklediği bu on madde, “Top 10 Lessons For Surviving A Zombie Attack” başlığı altında sunulmuş. Kitabın kendisi de bize zombi türlerini, zombilerle savaş tekniklerini, kaçarken, korunurken yahut saldırırken kullanılması gereken silahları ve tarihteki zombi saldırılarını anlatıyor ve apokaliptik bir ortamda hayatta kalmanın püf noktalarını da eklemeyi ihmal etmiyor. Hangi silahın hangi durumda daha etkili olacağı, nerelerde saklanılması gerektiği, depolanması gereken nesneler, tarihte yaşanan zombi saldırılarından ne tür dersler çıkarılması gerektiği gibi mevzular ziyadesiyle eğlenceli bir dille aktarılmış.


Ünlü televizyon programı “Saturday Night Live”ın ekibinde de yazar olarak yer almış olan Max Brooks’un başarısı ise kitabı anlatış tarzında: kitap, gerçekten çok komik ama ironik bir biçimde komikmiş gibi değil, kendini ekseriyetle ciddiye alıyormuş gibi görünüyor. Yazar “Şunu yapın, onu yapmayın!” diye maddeleri sıralarken gerekçeleri öylesine büyük bir ciddiyetle anlatıyor ki, ironiyi fark ettiğiniz takdirde eğlenmemeniz çok zor. Ayrıca okurken yazarın kitapla çok uğraştığını ve bu işi çok severek yaptığını hissediyorsunuz ve diğer kitaplarını da okuma isteğiyle doluyorsunuz.

Diğer kitaplar demişken, Brooks’un zombiler ile ilgili diğer kitabı “World War Z”, “Finding Neverland” ve Quantum of Solaceın yönetmeni Marc Forster’ın yönetmenliğinde beyazperdeye aktarılacak. Bizim de 2012’nin Merakla Beklenen Filmleri listesine eklediğimiz film, Türkiye’de ne yazık ki 2013 yazında gösterime girecek. Ama bizim tavsiyemiz, öncelikle New York Times’ın “Çok Satanlar” listesine dahil olmuş bu eğlenceli kitaba bir şans vermeniz. Yazarın komedi anlayışı herkese hitap etmese de zombilerle ilgili filmleri/dizileri/kitapları sevenlerin bu romanı kaçırmaması gerekiyor.

7 Eylül 2012 Cuma

Efsane Replikler – 20 “P. Sherman, 42 Wallaby Way, Sydney”



Disney-Pixar ortaklığının en iyi ürünlerinden olan “Finding Nemo” 2003 yılında gösterime girmiş ve Pixar’ın her filmi gibi ilgi odağı olmuştu. Çalışmalarına 1997 yılında başlanan 94 milyon dolar bütçeli animasyon, tüm dünyada 900 milyon dolara yakın hasılat elde ederek tüm zamanların en karlı filmlerinden biri olmuş ve 25 milyona yaklaşan DVD satışıyla rekor kırmıştı.

En İyi Film (Müzikal/Komedi) dalında Altın Küre’ye aday olan, senaryosu da BAFTA ve Oscar’a aday gösterilen “Finding Nemo”, Marlin (Albert Brooks) adlı bir palyaço balığının yol macerasını anlatıyordu. Biricik oğlu Nemo’ya (Alexander Gould) karşı aşırı korumacı olan Marlin Nemo’yu sıkınca, Nemo okul arkadaşlarının gazına geliyor ve gidip gördüğü bir tekneye dokunuyordu. Ancak maalesef kaçamadan teknenin sahibi tarafından yakalanan Nemo bir dişçinin akvaryumuna konuyor, Nemo’nun peşine düşen Marlin ise mavi balık Dory (Ellen DeGeneres) ile birlikte türlü badirelerle dolu bir yolculuğa çıkıyordu.

Replik ise filmin en sevilen karakterlerinden Dory’ye ait. Oğlunu arayan Marlin’in peşine takılan balık hafızalı balık Dory, bildiği/öğrendiği her şeyi çabucak unutuyordu. Ancak her ne hikmetse Marlin’in elinde kalan tek ipucunu, tekneden düşen deniz gözlüğünün üzerinde yazan adresi unutmamayı başarıyordu. Adresi hatırladığı için çok mutlu olan ve şımaran Dory, içinde “P. Sherman, 42 Wallaby Way, Sydney”nin geçtiği monologlarla Marlin’i bezdiriyor, seyirciyi ise kahkahalara boğuyordu. Bunda Emmy ödüllü komedyen ve sunucu Ellen DeGeneres’in katkısı da yadsınamazdı tabii. 


Önümüzdeki günlerde 3 boyutlu versiyonuyla ABD’de gösterime girecek olan Akademi ödüllü “Finding Nemo”, Türkiye’deyse ne yazık ki 17 Mayıs 2013’ten itibaren izlenebilecek. Tekrar tekrar seyredilmesi gereken bu Pixar harikasını henüz görmemiş olanların izlemesi şiddetle tavsiyedir.