Takip ettiğimiz birçok ismin/grubun yeni işlerle karşımıza çıktığı, hatta bazılarının ülkemize uğrayarak sahneleri şenlendirdiği bir yılı, 2013’ü geride bırakmak üzereyiz. Bazı isimlerin albümlerinin hayal kırıklığına uğrattığı kesin (IAMX’in son albümü “The Unified Field”, Anneke van Giersbergen’ın son albümü “Drive” yahut Panic at the Disco’nun en kötü işi olan “Too Weird to Live, Too Rare to Die” gibi); bazı isimlerse albümleri her ne kadar iyi şarkılarla bezeli olsa da “En İyiler” listesinde kendine yer bulamayacak albümlere imza attılar (örneğin Travis’in “Where You Stand”i, Oh Land’in üçüncü albümü “Wish Bone”, Yüzyüzeyken Konuşuruz’un ilk albümü, Placebo’dan “Loud Like Love”, Melis Danişmend’in ilki kadar iyi olmayan albümü “Biraz Gülmek İstiyordum” veya Mor ve Ötesi’nin “Güneşi Beklerken” adlı albümü).
Ama bazı albümler de bu sene
ziyadesiyle mutlu etti. Aşağıdaki listede, 2013’ün bizlere göre en iyi beş
albümünü bulacaksınız:
“Random Access Memories” – Daft Punk: “2013’ün En İyi
Şarkıları” diye bir liste yapsak zirveye oynayacak bir şarkıya, aynı zamanda bu
yazın en sevilen şarkılarından birine sahip olan albüm, Daft Punk’ın dördüncü
stüdyo albümü. 13 şarkıdan oluşan albüm, yaklaşık 75 dakika sürüyor ve Fransız
ikili haricindeki birçok müzisyenin de katılımıyla, bu türe pek vakıf
olmayanların bile ilgisini çekmeyi başarıyor bana göre. Hem müzik otorilerinden
hem de dinleyiciden son derece olumlu eleştiriler alan “Random Access
Memories”, “Give Life Back to Music”, “Instant Crush”, “Lose Yourself to Dance”
ve tabii ki “Get Lucky” gibi harika şarkıları barındırıyor.
“İkinci Cihan” – Birsen Tezer: İlk albümü “Cihan”
ile mest etmeyi başaran Birsen Tezer, ikinci albümüyle de kendisine olan
hayranlığı katlayarak artırmaya devam etti. 2013’ün başında çıkardığı “İkinci
Cihan” ile Tezer, mükemmel sesiyle bir duygudan diğer duyguya sürükledi. Vurucu nakaratıyla
“Delikanlı”, İlhan Şeşen destekli “Ne Tuhaf” ve “Şarkıcının Şarkısı” gibi harika parçalara yer veren 9 şarkılık albüm,
vazgeçilmezler arasında kendine yer edindi.
“Hesitation Marks” – Nine Inch Nails: Grubun bazı
hayranları albüme burun kıvırmış olsa da, müziğin tanrısı Trent Reznor’ın
yıllar sonra piyasaya sürdüğü bu albüme kayıtsız kalmak imkansızdı. “The Eater
of Dreams” adlı girişten sonra başlayan “Copy of A” ile “Özlemişiz!” dedirten
“Hesitaton Marks”, David Lynch’in klibini çektiği mükemmel “Came Back Haunted”,
albümdeki tarzdan biraz uzaklaşan “Everything”, bazı fanlara göre albümün en
iyisi kabul edilen “Various Methods of Escape” ve “I Would For You” gibi
şarkılarla gülümsetip “Keşke tekrar konsere gelseler…” diye yakınmalara sebep
oldu. Konser demişken, video kanallarından grubun 2013 Turu canlı performanslarını
izlemenizi öneririm.
“Delta Machine” – Depeche Mode: İlk tekli “Heaven”
ilk etapta biraz ağır gelmiş olsa da, artık kötü işler yapmayacaklarına
inandığım grup Depeche Mode, 2009 tarihli “Sounds of the Universe”ten 4 yıl
sonra, dinledikçe etkisini gösteren harika bir albümle geri döndü. 17 Mayıs
2013 İstanbul Konseri ne yazık ki iptal olduğu için yeni albümdeki şarkıları,
mesela “Soothe My Soul”u, “Secret to the End”i, “Welcome to My World”ü canlı
dinleme şansına erişemedim, ama hala dinlemediyseniz kesinlikle yılın en
iyilerinden olan “Delta Machine”e bir göz atmanızı ve İstanbul’a tekrar yolları
düşerse bu efsane grubu canlı izlemenizi öneriyorum.
“Exile” – Hurts: Kendisi hakkında bir eleştiri
yazısı da yayınladığımız “Exile”, bu yıl ülkemize de uğrayan İngiliz ikili
Hurts’ün ikinci stüdyo albümü. İlk albüme göre ayakları daha yere basan, daha
bir olgun“Exile”, ve sırf mükemmel şarkı “Sandman” için bile “2013’ün En
İyileri” listesinde kendine yer bulur diye düşünüyorum. Albümde öne çıkan diğer
parçalar “Blind”, “Mercy”, “Miracle”, “Somebody to Die For” ve albümle aynı adı
taşıyan açılış şarkısı “Exile”.
“AM” – Arctic Monkeys: “Yılın En İyi Şarkısı”
listesinde zirveye oynayacak kadar iyi “Do I Wanna Know”un başı çektiği yeni
Arctic Monkeys albümü, bence çok iyi şarkılara sahip olsa da bazı hayranların
burun kıvırdığı “Humbug” ve grubun yıllar içinde yapmış olduğu en kötü iş olan
“Suck It and See”den sonra ilaç gibi geldi, orası kesin. Elle tutulabilecek
kadar kötü tek bir şarkının dahi olmadığı “AM”, ilk tekli “R U Mine?”,
siyah-beyaz tuhaf bir klibe sahip “One for the Road”, inanılmaz derecede
eğlenceli “Why’d You Only Call Me When You’re High?” ve “No: 1 Party Anthem”
gibi şahane şarkılarla bezeli bir albüm.