Bizler henüz “-18”ken 1999 senesinde “+18” olarak gösterime giren ve gişede çok parlak rakamlar elde edemeyen Fight Club favori yönetmenlerimizden Fincher’ın 3. sinema filmi. Chuck Palahniuk’un aynı adlı mükemmel romanından (Şimdilerde aynı kalitede romanlar yazdığını pek söyleyemeyeceğiz.) uyarlanan film Imdb’den 8.9, Rotten Tomatoes’dan 81/100, bizden ise 10/10 aldı; sinefillik yapmaya lüzum yok, zira film mükemmel. Ama tabi Akademi bunun da farkına varamamış ve sadece En İyi Efekt dalında oskar adaylığı vermiştir.
Filmin başrol-ünü pek çoğumuzun bildiği üzere Brad
Pitt ve Edward Norton paylaşıyor. Yirmili-otuzlu yaşlar arasına sıkışıp kalmış,
yalnız yaşayan, özgür gözükse de sınırları iyi döşenmiş bir evle sevmediği işi
arasında çizilmiş olan milyonlardan sadece biri olan (hikayeyi anlatan, Edward
Norton) uykusuzluk sorununu yenmek için en son çareyi terapi gruplarına gidip
hastalıklarını paylaşmadığı insanlara sarılıp ağlayarak bulmuştur. Fakat bu
çözümden daha iyisini ona bir uçuşta tanıştığı, sıradışı bir işi ve sıradışı
bir evi olan, insanların edindiklerinin onları birer zincirmişcesine
bağladığını düşünen ve günlük yaşayan Tyler Durden sunacaktır: Fight Club. O
çok güzel evini ev yapımı bir patlayıcı sebebiyle kaybeden anlatıcımız ve
Durden bar çıkışında Durden’ın “I want you to hit me as hard as you can.” demesiyle çığ gibi yayılacak bir terapi yönteminin ve
bazılarının keyfini kaçıracak kaosun temelini atarlar. Çokça efsane replik
barındıran filmde, Fight Club’ın toplandığı gecelerden birinde Durden kulübün
bir nevi manifestosunu duyururken bu efsane repliği duyarız:
"Welcome to Fight Club. The first rule
of Fight Club is: you do not talk about Fight Club. The second rule of Fight
Club is: you DO NOT talk about Fight Club! Third rule of Fight Club: someone
yells "stop!", goes limp, taps out, the fight is over. Fourth rule:
only two guys to a fight. Fifth rule: one fight at a time, fellas. Sixth rule:
No shirts, no shoes. Seventh rule: fights will go on as long as they have to.
And the eighth and final rule: if this is your first time at Fight Club, you
have to fight.”
bu filmdeki (ve de kitaptaki) en güzel replik (bence tabii) : i want to put a bullet between the eyes of every panda that doesnt screw to save its species.
YanıtlaSilbu arada, güzel blog.. eline sağlık kardeş.
Evet, Fight Club senin de yazdığın gibi çok fazla efsane replik barındırıyor, Palahniuk'un en iyi romanlarından biri oluşunun etkisi büyük. İlgin için teşekkür ederiz.
YanıtlaSil